Bir zamanlar uğruna " Fındık dalda tekleme, kız saçların ekleme" diye besteler yapılan Fındığı, son yıllarda fiyatıyla değerlendirip, çileli ve sıkıntılı bir ürün olarak niteliyoruz.
Oysa FINDIĞIN ne çok faydaları var bir bilseniz.
Gelin birlikte bazılarını sayalım!
Fındık bahçeleri çok iyi bir TERAPİ mekanıdır. Bağırıp çağırabilirsin. Çekinmeden kendi kendine neye kafan takılmışsa ana avrat küfür edersin. Hakaretin kıralını sıralarsın.
Yüksek sesle şarkı söylersin.
Hatta tamamını bilmediğin şarkıların sözlerini kafana göre değiştirip, bazen yarıda kesip ıslıkla devam edersin.
İstediğin yere çişini yaparsın. Büyük tuvaletini de bir köşeye yapar peçete aramana gerek kalmaz.
Fındık ışkınlarının yaprağı büyük olur ve üç beş tanesi üst üste getirilip çok iyi bir peçete görevi görür.
Yorulduğunda, bir avuç gazel toplayıp (kurumuş ve yere dökülmüş yaprakların adına gazel denir) minder gibi üstüne oturup sırtını dala dayar bir güzel dinlenirsin.
İstediğin yere yemek için oturup sofra kurarsın.
Sınıf ayrımı yoktur. Herkes eski gazetelerin üstüne dizilen aynı tabaklardan yemek yer.
Su içilen bardak tektir. Kurumuş fındık dallarının uç kısımları iyi bir kürdandır.
Bahçeler her türlü spora elverişlidir. Dalları çekerken BARFİKS,
yerde fındık toplarken İleriye doğru uzanırken ŞINAV,
kimseden yardım almadan çuvalı sırtına atarken HALTER sporu yaparsın.
Motorlu tırpanla çalışırken biz diyelim YÜZME, siz GÜREŞ deyin. Her tarafınız çalışır bir kaç gün kendinize gelemezsiniz.
Sosyal yaşamında, subay, müdür amir memur ne olursan ol bahçede hiç farketmez.
Bahçelerde RÜTBE yoktur.
Birliğini disiplinle titreten bir ALBAY'ın bahçesinde fındık toplayan bir çocuk; "Çuvallar bitti dayı!, Suyumuz azaldı amca! diye seslenir ve Albay (Komutanla nasıl konuşuyorsun lan) diye sesini bile çıkaramaz.İşini gördürmek zorundadır.
Bazen aşka gelip silah atarsın. Kaç mermi attıysan yan bahçeden veya çok uzaklardan karşılığı gelir.
Tek mermi atılmaz. En az iki tane atılır.
İlk atanın sayısı kaç ise, aynı ya da fazlası atılır.
Eksik atmak prestij düşüklüğü sayılır.
Bu karşılıklı atışmanın sonunda, parası çok olan, dalda Fındığı çok gören veya gaza gelen biri, bir şarjör boşaltır.
Ve sesleri keser.
Çünkü kimse boşu boşuna karşılık vermek adına ondört mermiyi ziyan etmeyi göze alamaz.
Şehirde, şık giyimiyle bildiğiniz birini bahçede görseniz tanımanız zordur.
Ayağında lastik, ot boyasıyla yeşile dönmüş pantolon, boynunda ter ve toz için doladığı çemberle dolaşır.
Kafasındaki kep, onu hep değişik gösterir.
Hayvanat bahçelerinin benzerini görme imkanı vardır. Çeşit çeşit kuşlar, dallarda ötenler, uçanlar.
Ansızın yanından bir karaca, domuz,Yılan, kertenkele, fare, kirpi , çakal, tilki, köpek kedi geçebilir.
Bir zamanlar, At, Eşek, inek, dana ortamında fındık toplanırdı.
Fındık bölgelerinde Ağustos yanaştıkça konular ortaklaşır.
İzin diyen yoktur. " Fındığa ne zaman gidiyon?" diye sorulur.
Tırpanı vurdunmu, Fındıkları bahçeledinmi, İlaçları attınmı?
Ağustostan sonra da,
Ne kadar Fındığın oldu?,
Kaç adam yevmiye verdin?
Kaç randıman geldi?
sorularına hazırlıklı olmak gerekir.
Kısaca ne kadar yakınsak da Fındık bahçeleri terapidir, deşarj olma yerleridir.
İnsanı rahatlatır. Şehirden uzak kendinle başbaşa olma fırsatı sunar.
Eklemek isteyen okuyucularımız ilave yapabilir.
Herkese Selam,
Herkese Saygı.
Haluk EKİZ
FATSA Söz HABER