Son günlerde yaşanan eş zamanlı gelişmeler, Türk tarihindeki buhranlı dönemlerin bir benzeri olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye'nin topyekûn bir saldırı ve kuşatma altında olduğu çok açıktır.
Böylesi zamanlarda yaşanan kısır çekişmeler ile devlet ve siyaset hayatında hakim olan kişisel ikbal hesaplarının Türk milletine ağır bir fatura çıkardığını yine Türk tarihi bize söylemektedir.
Öte yandan sorumluluk makamında bulunanların şahsi beklentilerinin karşılanmasının, yangın yerine dönmüş olan ülkemizin sorunlarının çözümüne bir çare olamayacağı ve hatta daha da ağırlaştıracağı aşikârdır.
Son dönemde ülke gündemine yeniden giren sistem tartışmaları, tam da böyle bir tablonun sonucudur. Yeri ve gereği yokken böyle bir tartışmanın fitilini ateşlemek ve ülke gündeminin ilk maddesi haline getirmek, Bizanslı din adamlarının İstanbul kuşatması sırasında, meleklerin cinsiyetini tartışmasından farksızdır. |