Osmanlı’dan aldıkları tablo şuydu: On iki milyon nüfus vardı ve insanımızın ortalama yaşam süresi 40 yıldır. Birkaç şehir dışında eczane yoktu. Nüfusun dörtte bir yani üç milyonu trahomluydu. Sıtma, tifüs, verem, frengi, tifo salgını vardı. Bitlenmeyi saymıyorum. Yani on iki milyonun yarısı hastaydı. Her doğan iki bebekten biri ölüyordu. Nüfusun %80'i kırsal bölgede yaşıyordu. Bunun önemli bölümü göçebeydi. Telefon yoktu, sanayi yoktu. İstanbul ve İzmir'in bazı semtleri dışında elektrik yoktu. Cumhuriyet, Osmanlı'dan hasta bir millet devraldı. İşte Osmanlı’nın Cumhuriyete mirası bu: Borç ve hastalıklı bir nüfus! Böyle bir ortamda genç cumhuriyetimiz, 340 doktor, 430 sağlık memuru, 140 ebe ile yola çıkarak müthiş bir plânlama ve irade ile dünyaya örnek olacak bir mücadele yürüttü, başarılı oldu. Bunların vefasızlıklarına destek bulmalarının tek nedeni gençlerimizin yakın tarihlerini bilmemeleri.
|